Denge kavramı fiziki faktörler için sabit durma hali anlamına gelirken, durum ifadesi olarak bakıldığında birbirine zıt olguların kısa süreli, uzun süreli ya da kalıcı olacak biçimde sabit bir yapı oluşturması anlamına gelir. Ruhsal denge; bir bireyin tutum, davranış ve düşüncelerini etkileme potansiyeline sahip iç ve dış çatışmalarının uyum içinde yönetilme kabiliyetidir. Kısaca önceki tecrübeleri ile yeni bilgilerini hayatın akışında dengede tutmasıdır. Yaşam dengesi, iş, sosyal etkileşim ve aile, sağlık ve genel olarak yaşamın anlamlılığıyla ilişkili faaliyetlerden oluşan önemli yaşam alanlarında uygun oranda harcanan zamandır.
Özetleyecek olursak denge; insanın düşünsel, duygusal, sosyal ve manevi alanlarda bir uyum elde edebilmesidir.
İş ve yaşam dengesi ise kişinin kariyerinde ve özel hayatında gerçekleştirmek istediği her türlü etkinliğe orantılı bir şekilde zaman ayırması durumudur.
Günümüzde iş yaşam dengesi kavramını ve bu konuda yapılan farkındalık çalışmalarını daha fazla duyuyor olsak bile, iş yaşam dengesi kavramı çok eskilere dayanmaktadır. İşyerinde harcanan zamanın sınırlandırılması fikri, kadınların ve çocukların çalışma saatlerinin kısıtlandığı 1800’lerin sonundaki üretim yasalarına kadar uzanmaktadır. 1938’de Adil Çalışma Standartları Yasası ile 44 saatlik bir çalışma haftası oluşturulmuş, 1980’lerin Kadın Kurtuluş Hareketi, iş-yaşam dengesini yeniden ön plana çıkarmıştır.
1980’ler kadınların iş gücüne dahil olması için esnek çalışma programı ve doğum izninin yaygınlaştırıldığı zamanlar olarak karşımıza çıkmıştır. Başlangıçta, bu kavram sadece kadınlara yönelik kullanılırken kadınların hem kariyerlerini sürdürmesi hem de aile ve evin birincil yönetimine devam etmesi beklenmiştir.
Günümüzde, bu faydalar ve fikirler çalışan erkekleri ve kadınları kapsayacak şekilde genişletilmiş, çalışanların mesleki ve kişisel yaşamları arasında denge kurmak, iş programlarını yönetmede daha fazla esneklik ile iş ve yaşamdan duyulan memnuniyeti artırma düşüncesi, 20. yüzyılın sonlarında anahtar bir kavram haline gelmiştir.

Her alanda harcanan zaman açısından net bir cevap olmasa da sağlıklı bir iş-yaşam dengesi, bir kişinin profesyonel olarak yapması gereken her şeyi başarmasına izin verirken, aynı zamanda özel hayatındaki (ev, aile, arkadaş, topluma katkı …) yükümlülüklerini tükenmeden yerine getirmesini sağlayan bir dengedir. Yani iş yaşamı kadar ev ve kişisel sorumluluklara ayrılan zaman da çok önemlidir. Çünkü insanlar, kariyerleri kadar kişisel yaşamları için de yeterli zamana ve desteğe sahip olduklarında daha mutlu olurlar. Böylece kişisel refahlarına ve zihinsel sağlıklarına odaklanmak için daha fazla zamanları olur.
İş ve özel hayat arasındaki denge, bireylerin sağlıklı, mutlu ve üretken bir yaşam sürdürebilmesi için büyük önem taşır. Modern çalışma koşullarında yoğun iş temposu ve sürekli erişilebilirlik, birçok kişinin iş hayatını özel hayatlarıyla dengelemesini zorlaştırır. Ancak bu dengeyi sağlamak hayat kalitesini artırır ve stresi azaltır.
Yaşam doyumu, çevre koşullarından etkilenir. Ancak, sadece çalışma alanlarında yapılacak fiziki düzenlemelerle insanları mutlu etmeye çalışmak, bugünün gerçekleriyle örtüşmez. Çünkü son yıllarda mutluluk konusunda yapılan araştırmalar, mutluluğun kaynağını daha çok beyinden ve buna bağlı düşünce biçiminden aldığını göstermektedir.
Sonja Lyubomirsky “Nasıl Mutlu Olunur?” adlı kitabında da bu durumu şöyle dile getirmektedir. “Mutluluk duygusunun yüzde kırkı düşünceler, davranışlar ve karakter tarafından belirlenir. Yüzde ellisi de kişiliği şekillendiren genetik yatkınlıkla ilgilidir. Çevre ve dış koşulların etkisi ancak yüzde on dolayındadır.”
Çalışmak, insanın para kazanmak ve hayatını sürdürmek için katlandığı bir şey olmamalıdır. İş hayatı insana kimlik kazandırır, işe yaradığını hissettirir ve gücünün sınırlarının nereden geçtiği konusunda fikir verir. Kurumlar verimli olmak/kar etmek için, insanlar anlamlı bir hayat sürerek mutlu olmak için yaşar. Günümüz dünyasında çalışanlara hayatlarının sadece işten ibaret olduğunu düşündürmek ve onlardan yaşamları pahasına performans beklemek ne gerçekçi ne insani olacaktır. İşte tam da bu noktada iş yaşam dengesinin kritikliği devreye giriyor.
Dengeli bir hayat yaşamak, insanın sadece sevdiklerine, hobilerine ve tatile zaman ayırması değildir. Dengeli bir hayat yaşamak bundan daha geniş bir kavramdır. Dengeli bir hayat demek, iş, aile, hobiler, çevre ve toplumla anlamlı ilişkiler kurmayı başarmak demektir. Peki nasıl kurabiliriz bu dengeyi?

İş Özel Yaşam Dengesi Nasıl Sağlanır?
- Sevdiğiniz İşi Yapın: İşinizi sevmediğiniz sürece iş ve yaşam dengesi oluşturmanız her zamankinden daha zor olabilir. Çünkü sevdiğiniz bir işte çalışmak, motivasyonunuzu ve beraberinde üretkenliğinizi artırır. İşinizden tatmin olmanız da mental açıdan iyi gelir.
- İşlerinizi Planlayın ve Önceliklendirin: Günlük, haftalık ve aylık olarak zamanınızı planlamak, önemli işleri ve kişisel aktiviteleri önceliklendirmenizi sağlar. Bir plan yaparak, hangi görevlere ne zaman odaklanmanız gerektiğini belirleyebilir ve zamanınızı daha verimli kullanabilirsiniz.
- Hedefler Belirleyin: Hem iş hem de kişisel yaşamınız için belirlediğiniz hedeflere odaklanmak, zaman yönetimini daha etkili hale getirir. Hedefleriniz net olduğunda, zamanınızı bu hedeflere ulaşmak için daha verimli bir şekilde kullanabilirsiniz.
- Hayır Demeyi Öğrenin: Zamanınız sınırlıdır ve her şeye evet demek mümkün olmayabilir. Kendi ihtiyaçlarınızı ve sınırlarınızı belirleyerek, gereksiz iş yükünden kaçınabilir ve zamanınızı daha verimli kullanabilirsiniz.
- Hobilerinize Vakit Ayırın, Tatil Yapın: İş dışında hobilerinizin ve ilgi alanlarınızın olması, sağlıklı bir iş-yaşam dengesini korumanızda büyük rol oynar. Tatiliniz ister bir günlük bir konaklama ister iki haftalık bir yurtdışı gezisi olsun, fiziksel ve zihinsel olarak enerjinizi toplamak için zaman ayırmanız son derece önemlidir. Bazı çalışanlar döndüklerinde birikmiş bir iş yükü ile karşılaşacaklarından korktukları için izin almak istemiyor olabilir. Ancak bu korku, son derece ihtiyaç duyulan bir mola vermenizi engellememelidir.
- Fiziksel Aktivite Yapın:Düzenli egzersiz yapmanın hem fiziksel hem de zihinsel sağlık için birçok faydası bulunur. Egzersiz yapmak; ruh sağlığını iyileştirmeye yardımcıdır, uykunuzu ve beslenmenizi düzene sokar, kilonuzu dengeler. Bunların yanı sıra iş ve yaşam dengesini oluşturmanıza destek olur.
- Sevdiklerinize Vakit Ayırın:Yaptığınız iş son derece önemli olsa da tüm hayatınıza dönüşmemeli. Programınız ne kadar yoğun olursa olsun, nihayetinde zamanınızın ve hayatınızın kontrolü sizin elinizde. Sevdiklerinize vakit ayırmayı ihmal etmeyin, bu zaman dilimi size de iyi gelecektir.

İş ve Özel Yaşam Dengesinin Faydaları
İyi bir iş – özel yaşam dengesine sahip olmak, kişiye çok sayıda fayda sağladığı için önemlidir. Dengeli iş ve özel yaşamın yararlarından bazıları şunlardır:
- Üretkenliğinizi artırır.
- Daha iyi ve etkili ilişkiler kurmanızı sağlar.
- Daha iyi zaman yönetimi yaparsınız.
- Yaşam kalitenizi artırır.
- Akıl, ruh ve beden sağlığını geliştirir.
- Verimliliğiniz ve yaratıcılığınız artar.
- Çalışan, kendine değer verildiğini hisseder.
- Kuruma bağlılığı arttırır.
- Kurumun başarısını artırır
Çetin Altan’ın “İnsanın bir işi yaparken aldığı zevk, o işten kazandığı parayı harcarken aldığı zevkten fazlaysa, kişi mutlu olur” sözüyle ve “Her şeyi ayakta tutan “DENGE”dir. Binaları da insanları da.” ifadeleri ile yazımızı sonlandırıyoruz. 🙂
Kaynak:
Raja, S., & Stein, S. (2014). Work–Life Balance: History, Costs, and Budgeting for Balance. Clinics in Colon and Rectal Surgery, 27(02), 071–074.
https://doi.org/10.1055/s-0034-1376172
Budd, J. W. (2011). The Thought of Work, New York: Cornell University Press.
Buettner. D.: Thrive: finding happiness the bluezone way. National Geographic Society, Washington, DC; 2010.
OECD-İyilik hali ölçümü/İş-özel yaşam dengesi https://www.oecd-ilibrary.org/sites/e6597da1-en/index.html?itemId=/content/component/e6597da1-en